AVUKAT NURDAN PEKSAK 'HAGB ANAYASA KARARI'NI DEĞERLENDİRDİ

Avukat Nurdan Peksak Anayasa mahkemesinin son kararını değerlendirdi. 01/08/2023 tarihinde Norm Denetimi Basın Duyuruları kısmında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Kurumunu Düzenleyen Kuralın İptaline ilişkin bir basın duyurusu yayımlanmıştır. Birçok kişiyi ve süreci ilgilendiren bu kararın içeriği de oldukça önem taşımaktadır. Öncelikle Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kurumu nedir ve ne şartlarda verilmektedir bunu izah etmek gerekmektedir;

HAGB Kurumunu Düzenleyen Kararın Anayasa Mahkemesi Tarafından İptali Hakkında

01/08/ 2023 tarihinde Norm Denetimi Basın Duyuruları kısmında Hükmün Açıklanmasının Geri
Bırakılması (HAGB) Kurumunu Düzenleyen Kuralın İptaline ilişkin bir basın duyurusu
yayımlanmıştır. Birçok kişiyi ve süreci ilgilendiren bu kararın içeriği de oldukça önem
taşımaktadır. Öncelikle Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kurumu nedir ve ne şartlarda
verilmektedir bunu izah etmek gerekmektedir;
HAGB 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. Maddesinde yer almaktadır. Sanığın
daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması, mahkemenin sanığın tutum ve
davranışlarından bir daha suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluşturması, suç sonucu oluşan
zararın, aynen iade, tazmin suretiyle tamamen giderilmesi şartları varsa ve en önemlisi de sanık
HAGB kararı verilmesini kabul eder ise HAGB kararı verilebiliyordu.
Uygulamada maalesef bu hususta yeterli inceleme yapılmaksızın, delillerin tamamının henüz
toplanmaması durumu mevcutken mahkeme sanığa HAGB ‘yi kabul edip etmediğini sorduğunda,
sürecin nasıl işleyeceği, bilinmezliği ve kendini garanti altına alma içgüdüsüyle HAGB kararını
peşinen kabul etmek zorunda kalınıyordu. Uygulamadaki bu sebeplerden dolayı da Anayasa
Mahkemesi bu kurumun 01/08/2023 tarihli duyurusuyla iptal kararı verdiğini duyurmuştur. Bu
karar Resmî Gazete’ de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yani 01/08/2024 tarihinde
yürürlüğe girecektir.
HAGB kurumunun kısaca tarihinden bahsedecek olursak ilk olarak Avrupa ülkelerinin bir
kısmında yer almaktaydı. Daha sonraları Anglo-Sakson Hukukunda da yerini almıştır. Sanık
hakkında verilen bir mahkumiyet kararı varken bunun yukarıda ifade ettiğim şartları taşıması
halinde hukuki sonuç doğmaması temeline dayalı bu kurum, tabii tutulduğu denetim süresi ( Bu
süre 5 yıl olmakla beraber, çocuklar için 3 yıldır.) içerisinde herhangi bir suç işlemezse
hükmolunan mahkumiyet kararı kalkmış olmaktadır. Bunun temelinde de aslında yine Ceza
Hukukunda suçluları dışlamak ve hayatının geri kalanında toplum içerisinde damgalamaktan
ziyade suçluları ıslah ederek yeniden topluma kazandırma fikri yatmaktadır. Fakat gelinen nokta
itibariyle; bu kurum gerek müşteki, katılan gerekse sanık açısından istenilen, amaçlanan sonuca
hizmet etmemeye başlamıştır.
Bunun oluşmasındaki en önemli neden ise yargılama devam etmekteyken, henüz hüküm
aşamasına geçmemişken sanığa HAGB uygulanmasını kabul edip edilmediğinin sorulmasıdır.
Yani sanık hakkında yargılama aşamasında mahkûmiyet kararı verilme ihtimaline dayalı olarak
bu kurum bir nevi dayatılmaktaydı. Sanık bunun uygulanmasını istediğinde ise yerel mahkemece
verilen karara karşı ileride başvurulacak olan kanun yolu da değişiklik göstermekteydi. Yani
HAGB kararı kabul edildiği takdirde yerel mahkemenin kararına karşı istinaf Kanun yoluna
değil, itiraz yoluna gidilecek olmasıdır. Bu da Anayasamızın 36. Maddesinde yer alan hak arama
hürriyetini kapsamında Adil yargılanma hakkının ihlalini oluşturduğunu söyleyebiliriz. Çünkü
sanık yargılama aşamasında her ne kadar kabul etme yönünde irade beyanında bulunmak
istemiyor olsa da

bir nevi kendini güvence altına almak adına bilinmezlik içerisinde, yani baskı altında bunu kabul
edebiliyordu. Ayrıca Anayasa’nın 13. maddesinde “Temel hak ve hürriyetler, özlerine
dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve
ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum
düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz” denilmektedir.
Sanığın bu kurumu kabul etmesiyle açıkça ve baskı altında olmadan geçerli bir feragat iradesi
ortaya konulmaksızın istinaf yoluna başvurunun kabul ile ortadan kalkması ve bunun alternatifi
olarak itiraz getirilmesi de mahkemeye erişim hakkını sınırlamaktadır. Bu da elbette bir hukuk
devletinde temek hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması gerektiğinden bu aşamada hem
hakkaniyetli olmamakta hem de az evvel izah ettiğim üzere hak arama hürriyetini
sınırlandırmaktaydı.
İptal sebeplerinden bir diğer neden de mağdur açısından bakmak gerekmektedir. HAGB kararı
için sanığın kabulü aranmaktayken mağdur açısından böyle bir şart bulunmamaktadır. Yani alınan
cezanın infazının olmamasından dolayı mağdur açısından özellikle manevi bir tatminin
sağlanmamış olması da bir diğer kurumun amacına uygun hizmet etmemesine sebebiyet
vermektedir.
5271 sayılı Kanun'un 231. Maddesinin altıncı fıkrasına 22/7/2010 tarihli 6008 sayılı Kanun'un 7.
maddesiyle eklenen ikinci cümleye yönelik iptal talebi ile sekizinci fıkraya 18/6/2014 tarihli ve
6545 sayılı Kanun’un 72. maddesiyle eklenen ikinci cümleye yönelik iptal talebi esastan
reddedilmiş olmakla ‘ Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmî
Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı
iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.’ maddesi gereğinde konusu kalmayan başvuru
hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesi önceki kararlarında da aslında bu kurumu birçok kez denetime tabii
tutmuştur. Ve bu kararlarının temelinde de HAGB kurumunu yalnızca dosya bazında sanığın
çıkarına uygun düşünülerek getirilmiş olmadığını, Ceza Hukuku’nun temel mantığında da yer
alan toplumsal düzenin sağlanması ve korunmasını amaçladığını, kişi üzerindeki caydırıcılığı
üzerinde durmuştur.
Fakat son yapılan denetim ile uygulamadaki süreçler, her iki taraf açısından çatışan menfaatlerin
dengelenmesi ve temel hak ve özgürlüklerin ölçülük bazında değerlendirdiğinde bu önemli iptal
kararını verilmiştir.
Bir diğer iptal sebebinin dayandığı madde ise Anayasanın 35. Maddesinde düzenlenen “Herkes,
mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. / Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla
sınırlanabilir. / Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” Mülkiyet hakkını
güvence altına alan maddedir. Ceza yargılaması sonucunda müsadere kararının HAGB kararı
verilmesi durumunda hangi aşamalarda infaz edileceğine dair net bir hükmün bulunmamasından
kaynaklı olarak keyfi ve hukuka aykırı olup olmadığı yönündeki beyanların ileri sürüldüğü istinaf
yoluna başvuru imkanının da olmamasından dolayı yeterli güvenceleri de sağlamadığı göz önüne
alındığında mülkiyet hakkı kapsamında maliklere aşırı, orantısız bir külfet yüklendiği şeklinde
değerlendirilmiştir. Ve bu da elbette yine menfaat dengesini ve ölçülülük ilkesini zedelediğinden
dolayı bu kurumun iptal edilmesine sebebiyet vermiştir.

İptal sebebine dayanak oluşturan bir diğer sebep Anayasanın 17. Maddesidir. ‘Herkes, yaşama,
maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.’ Üçüncü fıkrasında da ‘Kimseye
işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye
tabi tutulamaz.’ Yani devlet bireylerin insan onuruna yakışır şekilde yaşamlarını devam
edebilmeleri için her türlü tehlike ve şiddetten korumak durumundadır. Yine kötü muamele
iddiaları yönünden HAGB kurumunun uygulanmasının, sanığın infaz edilebilir bir ceza almaması
sonucunu doğurduğu ve bu durumda mağdur açısından manevi bir telafinin sağlanmasının da
aranmadığını dikkate alarak anılan geri bırakma kararının mağdur açısından yeterli ve etkili bir
giderim sağlamadığını ve yine yukarıda ifade ettiğimiz üzere her iki taraf açısından hakkaniyet ve
menfaat dengesini burada da değerlendirerek iptal kararına dayanak göstermiştir.
01/08/2024 yılında yürürlüğe girecek iptal kararı sonrasında mahkemelerin nasıl ve ne şekilde
karar vereceği, bu kurumun amaçladığı hususlarla ilgili uygulamada ne denli eksiklerin ortaya
çıkacağını süreç içerisinde deneyimleyerek göreceğiz.

AVUKAT NURDAN PEKSAK.

02 Ağu 2023 - 23:34 - Gündem


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Şanlı Bayrak Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Şanlı Bayrak Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Şanlı Bayrak Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Şanlı Bayrak Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.