AVUKAT IYAZ ÇİMEN ' EŞİ KÜÇÜK DÜŞÜRME VE AİLE BİRLİĞİ ' KONUSUNDA YARGITAY KARARINI DEĞERLENDİRDİ

Bugünkü yazımızda Yargıtay'ın iki ayrı emsal kararını paylaşmak istiyorum. Kararın birisi 'eşi küçük düşürme', diğeri ise eşiyle 'cinsel ilişki' yüzünden ve mahkemeye taşınan iki kararla ilgili

Eşi küçük düşürmek boşanma sebebi

Yıllar süren boşanma davasında son noktayı koyan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu; eşi küçük düşürmenin eşe hakaret etmekten daha ağır bir kusur olduğuna hükmetti. Yüksek Mahkeme; eşine ağır hakaret eden, işyerine giderek huzursuzluk çıkaran ve eşini başkaları yanında küçük düşüren erkeği, kendisine ağır hakaret eden kadına nazaran daha kusurlu olduğuna dikkat çekti.

Yurt dışında yaşayan genç kız, Türkiye'ye dönerek evleniyor.  Bir süre sonra geçimsizlik yaşayan genç kadın, Aile Mahkemesi'ne müracaat ederek boşanma davası açıyor. Yurt dışında yaşarken maddi-manevi anlamda çok iyi olan yaşamını bırakarak davalı ile evlenmek için Türkiye'ye geldiğini belirten davacı kadın; bu özverisinin davalı tarafından hiçbir zaman takdir edilmediğini öne sürüyor. Davalının sorunları aşmak yerine, kendisine zarar veren agresif, kontrolsüz ve taşkın davranışlar sergilediğini, problemlerini ailelere anlatarak durumu içinden çıkılmaz hâle getirdiğini dile getiriyor.


Evlilik süresi boyunca eşine ekonomik şiddet uyguladığını, açıklama yapmaksızın şahsi eşyalarını alarak evi terk ettiğini anlattı. Davacı kadın, davalının kendisine ve yurt dışındaki ailesine sürekli hakaret ettiğini, işyerine gelerek arkadaşlarının yanında kendisini küçük düşürdüğünü öne sürüyor.

150 bin TL maddi manevi tazminat talep eden davacı kadın, düğünde takılan tüm ziynet eşyasının tamamının iadesini de talep etti. Mahkemede savunma yapan davalı koca ise evlilik içinde oluşan olaylara çözüm bulmaya çalışmış ise de davacının bu sorunları karakola ve adliyeye çarpıtarak taşıdığını, davacının bu agresif ve yıkıcı davranışları karşısında çaresiz kaldığını iddia ediyor. Davacının kendisine hakaret ettiğini, davacının evlilik süresi boyunca N. isimli arkadaşı ile birlikte evlilik birliğinin sorumluluklarından uzak bir yaşantı sürdüğünü, eşinden ve evinden uzaklaştığını dile getirdi. Telefonuna gelen mesajlar nedeniyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, yakalandığı takdirde küfür ettiğini iddia ediyor.

Davalı erkek, 325 bin TL maddi ve manevi tazminat talep ediyor. Mahkeme, kadının ağır kusurlu olduğuna hükmederek erkeğin tazminat taleplerini kısmen kabul ediyor. Kararın temyiz edilmesiyle 2021 yılında devreye giren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, eşini başkalarının yanında küçük düşüren erkeğin kadına oranla ağır kusurlu olduğuna hükmederek kararı bozuyor.


Aile Mahkemesi, yeniden yapılan yargılamada ilk kararında direniyor. Davacı kadın kararı temyiz edince devreye Yargıtay Hukuk Genel Kurulu giriyor. Uzun süren müzakereler sonrasında oy çokluğu ile alınan kararda, kocasına hakaret eden kadının; eşini başkalarının yanında küçük düşüren kocaya oranla daha az kusurlu olduğu belirtiliyor.

Emsal nitelikteki kararda şu ifadelere yer veriliyor "Davalı erkeğin eşine ağır hakaret ettiği, eşinin işyerine giderek huzursuzluk çıkardığı ve eşinin başkaları yanında küçük düşmesine neden olduğu, buna karşılık kadının da eşine hakaret ettiği açıktır. Gerçekleşen bu kusurlu davranışlar karşılaştırıldığında erkeğin eşine nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hâl böyle olunca kadın eşin ağır kusurlu olduğunun kabulüyle dosya çerçevesine uygun düşmeyen bu kusur belirlemesine bağlı olarak erkek eş yararına tazminat ödenmesine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; kadın eşin boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğu, zira erkek eşe yüklenen kusurlu davranışlara bakıldığında bu eylemlerin kadının gerçekleştirmiş olduğu kusurlu davranışların bir sonucu olduğu, dolayısıyla direnme kararının kusur belirlemesi ve buna bağlı tazminatlar yönünden gerekçesinin isabetli olduğu, mahkemece bu yönlere ilişkin olarak verilen direnme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş, yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir. Mahkeme kararının oy çokluğu ile bozulmasına hükmedilmiştir."

Diğer Yargıtay kararında da Yargıtay'dan emsal niteliğinde sayılan 'cinsel ilişki' kararı çıktı:  İstanbul'da yaşayan bir kadın kocasına, boşanma, tazminat ve nafaka davası açıyor. Yargıtay, davaya ilişkin verdiği kararda, cinsel birliktelik istememenin erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği şerhini düşüyor. Kadının eşine karşı yönlendirdiği suçlamalar arasında "cinsel birliktelik istemediğini söylemesi" de kusur olarak gösteriliyor. Erkeğin de karşı dava açtığı dosya, yerel mahkemede karara bağlanarak çift boşanıyor. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi'ne gelen dava dosyası burada da onandıktan sonra erkeğin itirazı üzerine Yargıtay'a geliyor. Erkek, Yargıtay'a yaptığı itirazda, kusurun belirlemesini, tazminatları ve nafaka miktarlarına itiraz ediyor. Kadın ise tazminatların miktarı, yoksulluk nafakasının miktarı ve toptan şekilde ödenmesine karar verilmesini istiyor. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, kadın tarafından tazminatların miktarının istinaf edilmediğini ve kesinleştiğini belirterek buna yönelik temyiz dilekçesini red ediyor. Erkeğin kusurlu olduğunu belirterek boşanma davasını onayan Hukuk Dairesi kusur olarak yüklenen maddelerden birine ise şerh düşüyor. Yargıtay kararında dava dosyadaki kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen "Cinsel birliktelik istemediğini söylediği" vakıasının ispatlanmadığı belirtiyor. Daire üyeleri, boşanma davasında bu gerekçenin erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği belirterek içtihatlara giren şerh düşüyor. Erkeğin diğer kusurlu davranışlara göre yine de ağır kusurlu olduğunun anlaşıldığı belirtilirken, erkeğin eşine "seninle birlikte olmak istemiyorum" sözünün ağır kusur olarak görülemeyeceğinin altı çiziliyor. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, bir başka boşanma davasında yine dikkat çeken bir karara imza attı. "Ben yoksam hiçsin" ifadesinin eşini aşağılamak anlamına geldiğini ve haklı boşanma sebebi olduğuna hükmediyor.

 

13 Ağu 2023 - 13:42 - Gündem


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Şanlı Bayrak Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Şanlı Bayrak Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Şanlı Bayrak Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Şanlı Bayrak Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.