Röportaj
1: Merhaba. Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz? Kendinizden bahseder misiniz?
- Merhaba, tabii. Ben Seda Nida Demir. 26.08.1993 Bandırma doğumluyum. Kelebeğin Ayak Sesleri kitabının yazarıyım. Okumayı ve yazmayı, çok küçük yaşlardan beri çok tutkunu olarak idame ettirmekteyim. Denizcilik (yat kaptanlığı) bölümü mezunuyum, denizi ve denizciliği çok seviyorum ve çocukluğumdan yetişkinliğime değin, hep denizin kıyısında ve denize nazır yerlerde büyüdüm, fakat uzun süredir asıl mesleğimde değil, edebiyat alanında çalışmalar yapmaktayım. Fakat denizden ve denizcilikten uzaklaşmayıp, bilakis bunu eserlerime yansıtma gayesi ve çabası içerisindeyim. Yalnızlığı ve sakinliği seven bir yapım var, yazarlığımı ve yaratıcılığımı besleyen unsurlar bunlardan biri. Biraz izole yaşamayı seviyorum. Bu aşamada yeri gelmişken, her alanda ve işimde daimî destekçim olan ve kendisi de başarılı bir denizci ve kaptan olan eşimden bahsetmemek olmaz; kendisine ve sevgisine, bu değerli röportaj vesilesiyle de teşekkür etmek isterim.
2: Yazarlığa ve kitaplara olan ilginiz nasıl ve ne zaman başladı?
- Çok küçük yaşlarda okuma alışkanlığımı ailem sayesinde edindim ve yazmak da kendiliğinden gelişen ve akabinde öğretmenlerim ve ailemin de fark etmesiyle, zaman içinde geliştirerek devam ettirdiğim bir uğraşı oldu. Ortaokul ve Lise dönemlerimde de okul gazeteleri vb. edebiyat mecralarında yazılar yazmam ve düzenlemelerini yapmam istenirdi ilgili hocalar ve okul yönetiminden. Üniversitede de, bir fanzin dergide yazılar yazmaya ve tabii daima okumaya devam ettim. Üniversite bittikten yıllar sonra, nihayet ilk kitabımı yazdım ve okuyucu ile buluştu. Büyük bir hedef ve hayaldi.
3: Evet, kitabınız Kelebeğin Ayak Sesleri ve aldığı kıymetli ödülü biliyoruz. Ödüle gelmeden önce, biraz kitaptan bahsedebilir misiniz?
- Tabii. Kelebeğin Ayak Sesleri, 2021 de yazmaya başladığım, Ocak-2022’de de okuyucusu ile buluşturduğum ilk kitabım. Konu itibariyle biraz hüzünlü olsa da hayatın bir gerçeğine, daha doğrusu yegâne gerçeğine yani ölüme sıklıkla değindiğim, denizcilik temalarıyla beslediğim, 156 sayfalık kurgu bir hikâye. Ölüme ve bir ölümün başka hayatlara tezahürüne mercek tutmaya çalıştım. Kitapta, bir annenin kaybı ve bu kayıpla gelen kayboluşu anlatmaya çalışırken, aşina olduğum bazı temaları da metinlere entegre etmeye gayret gösterdim. Fazla dramatize etmeden fakat hafife de almadan, ağırlığını ölçeğinde tutmaya çalışarak kaleme aldım bu hikâyeyi. Bir ölüm, getirdiği yas, ölümün diğer karakterler açısından hissettirdiklerini anlatmaya çalıştım. Bir kayıpla kayboluşu, fakat yeniden kendini bulmayı ve akabinde o kozadan kelebek olarak çıkmayı, matemi metanete evirmeyi öğütlemeye çalışan, okuyucunun ve böyle kayıplar yaşayan insanların şifa bulmasını umduğum bir eser oldu. Kitabım henüz bir yaşını doldurmadı fakat aldığım geri dönüşlerden ziyadesiyle memnunum. Okuyucuma teşekkür ediyorum.
4: Evet, konusu bakımından ilgi çekici bir kitap Kelebeğin Ayak Sesleri, yolu açık olsun diyelim ve ödüle dönelim, BCA Times’ın düzenlediği 2022 Altın Kalem Ödüllerinde kitabınız ödüle layık görüldü. Neler hissettiniz, nasıl oldu?
- Evet, Ağustos sonlarına doğru ilgili kurumdan müjdeli haberi aldığımda tabii çok mutlu oldum. Kendilerine teşekkür ediyorum tekrar. Kelebeğin Ayak Sesleri gerçekten de sesini duyurmuş demek ki diye düşündüğümü ve gözlerimin dolduğunu hatırlıyorum. Haberi aldığımda, 29. Yaşımdan bir gün önceydi ve doğum günü hediyesi gibi gelmişti. Çok seçkin isimlerin ve yazarların ödül aldığı bir gecede, kitabımı ithaf ettiğim sevgili annem Deniz’in karşısında o sahneye çıkıp onun gözlerine bakarak aldım ödülümü, dolayısıyla hissettirdiği duygu paha biçilemezdi. Ödülü ben değil de evladım almış gibi hissediyorum hala; çünkü kitabınız, hele de ilk kitapsa, sizin evladınız gibi oluyor. Kendime ve kitabıma objektif olarak birkaç adım geriden bakma ve görme fırsatı verdi bana bu ödül. 2022 Altın Kalem Ödüllerinde kitabımı ödüle layık gören tüm seçici jüri ve okuyucuma gönülden teşekkürlerimi sunuyorum. Daima mahcubiyet ve mutlulukla hatırlayacağım en güzel anılarımdan biridir. Çalışma odama her girdiğimde ödülümle göz göze geliyorum ve gülümsüyorum hala. Çok tatlı bir duygu.
5: Bizler de tebrik ediyor ve devamını diliyoruz. Bir de aldığınız diğer bir ödül olan Ece Ayhan Öykü Ödülü var.
- Çok teşekkür ederim. Evet, Çanakkale-Eceabat Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu 2022 Ece Ayhan Ulusal Öykü ve Şiir Yarışması’na katılım göstermiş olduğum öyküm ‘Merhaba Dünya’, derece alarak ödüle layık görüldü. Yaklaşık 1500 eserin yarıştığı bir yarışmaydı. Altın Kalem Roman Ödülümden iki hafta sonra bu haberi aldım, çok güzel bir mutluluktu; iki hafta arayla iki ödül almanın sevincini yaşadım. Yakında ödül törenine gideceğim ve yıllar önce yaşadığım o güzel yerleri tekrar görme şansım olacak bu vesileyle. Ece Ayhan Öykü Ödülümden dolayı da yine seçici kurul ve jüriye şükranlarımı sunmadan geçmek istemiyorum. Seçilen öyküm ve seçilen diğer 2 öykü, geçmiş dönemlerde seçilen/yayımlanmaya layık görülen diğer öykülerle beraber, kolektif bir seçki kitabı olarak kitaplaştırılacak ve okuyucu ile buluşturulacak. Öykümü okumak isteyen okurlar, yayımlandıktan sonra seçki kitabını temin edebilirler. Telif haklarımı devrettiğim için ben herhangi bir yerde paylaşamıyorum ama evet, kazanan öykümü severek, keyifle yazmıştım. Umarım okuyucu da keyifle okur ve kendinden bir şeyler bulur.
6: Bizler de tebrik ediyoruz. Çeşitli edebiyat dergilerinde halen yayımlanan yazılarınız var. Bunlardan da bahsedebilir miyiz?
- Evet, bir süredir birkaç yazım Mahal Edebiyat ve İshak Edebiyat gibi mecralarda kabul gördü ve yayımlandı, yayımlanmaya devam ediyor. Kitap dosyalarım yanı sıra böyle edebiyat mecralarına da kısa öyküler, denemeler ve şiirler göndermeyi/yazmayı seviyorum. Kabul gördükçe ve beğenildikçe de mutlu oluyorum. Kitabım var fakat bunun yanı sıra çeşitli edebiyat mecralarını da takip edip aktif olmaya gayret gösteriyorum. Kısa yazılar, öyküler kaleme almayı seviyorum.
7: Kelebeğin Ayak Sesleri’ne aldığınız geri dönüşler nasıl peki?
- Çok güzel geri dönüşler alıyorum. Annesini ve yakınlarını kaybetmiş, ölümü deneyimlemiş okurlardan mesajlar aldıkça mutlu oluyorum ama tabii bir yandan da üzülüyorum. Keşke kimse böyle kayıplar yaşamasa fakat, yaradılışın fıtratında ölüm var, bu gerçeği yadsıyamayız. Annesini çeşitli sebeplerden kaybetmiş bazı okuyucularım bana hikayelerini anlatıyorlar, böyle mahrem öykülerini benimle paylaşmaya değer buldukları için çok mahcup hissediyorum fakat çok da mutlu oluyorum. Umarım daima güven ve sevgilerine layık kalabilirim. Taziye mesajları da alıyorum, fakat annem şu an hayatta ve sağlıklı. Bunu öğrendiklerinde şaşıyorlar ‘böyle bir kaybı yaşamadan nasıl yazdın?’ diye soruyorlar. Hatta yakın arkadaşlarım bile kitabı okuduktan sonra tereddüte düşmüşler ve annemin hayatta olup olmadığını sorguladılar. Kendimi bildiğimden beri, biraz empat olarak tanımlanabilecek bir insandım yani empati yeteneğim hep biraz fazla sayılabilecek bir ölçüdeydi, zaten empati yapmayan biri ne anlayabilir ne de yazabilir. Empati yapmadan, oluşturduğum karakterleri ne anlayabilir ne de onları tahlil edebilirim. Kurguda en önemli unsur zaten yaşamadığınız bir his veya olayı yaşamış gibi yazıp okuyucuya aktarabilmenizden geçer. Empati yapabilmek sadece yazıda değil, genel olarak hayatımızda da önemli bir unsur.
8: Empati duygusuna değindiniz. Bu duygunun yazar kimliğinizde ve normal hayatınızdaki yansımaları nelerdir?
- Empati, hem yazarken hem de yaşarken benim tabiri caizse bel kemiğim diyebileceğim bir olgudur. İnsan empati yapamazsa ne kendini ne de başka insanları anlayamaz. Yazdığım karakterler gerçek hayattan değil evet, fakat onlarla da empati yapıp, yaşadıklarını anlayıp özümsemeye çalışıyorum yoksa yazdığım hiçbir eser gerçekçi olmaz ve beni de tatmin etmez. Misal verecek olursak, Kelebeğin Ayak Sesleri kitabımdaki ana karakter Feza; annesini kanserden kaybetmiş, yirmilerinin başlarında bir karakter. Eğer ben kendimi onun yerine koyup annemi gerçekten kaybetmiş gibi hissetmeye çalışmasaydım, böyle gerçekçi bir kurgu vücut bulamazdı. Yazarken o karaktere bürünmeli, onun gibi düşünüp hissetmeliyim; yoksa ne ben ne de okuyucu, o doyuma ulaşamaz. Empati, kişiliğimin bir parçası, beni zaman zaman çok yorsa da aynı zamanda benim ufkumu da genişleten ve farklı perspektiflerden görmemi sağlayan da bir yapı taşı. İnsan, çok katmanlı bir canlı; anlamak, her zaman zor ve yorucu ama yine de düşünüyor ve anlayabiliyor olmaktan dolayı memnunum ve bunu yazar olarak da ele almayı seviyorum.
9: Bu başarıları ve yeteneği neye borçlusunuz? Yazmakla ilgilenen adaylar için nasıl bir yol izlenmelidir?
- Çok teşekkür ederim. Bu yakıştırmalar sizlerin ve okuyucunun takdiri, ben kendimi çok çok başarılı görmüyorum henüz fakat bulunduğum noktadan şimdilik memnunum diyebilirim. İnanın, çok klişe olacak ama; her işte olduğu gibi, bunda da bu sorunun cevabı çok çalışmaktan geçiyor. Yazarın gecesi gündüzü olmaz, hafta sonu olmaz; çünkü daima düşünür, çalışır ve yazar. Zihninde daima kelimeler dolaşır ve vücut bulmak için kendini diretir. Bende de durum böyle; istikrar, çok çalışmak, çok okumak ve sabır. Başarı ve nitelikli işler asla tesadüf değil, hepsi çok çalışmak ve yetenekle doğrudan ilişkili olgular. Ben naçizane, yeteneğimin üzerine gidiyor ve ona bir şekil vermeye gayret ediyorum. Aklıma bir fikir veya konu geldiğinde hemen not alıyor veya bilgisayarımın başına geçerek o düşüncelere bir düzen veriyor ve yazımı muhakkak yazıyorum.
10: Kitabınız hakkında aldığınız olumsuz eleştiri var mıydı, nasıldı?
- Elbette vardı. Ben kişilik itibarıyla da çok eleştirel ve mükemmeliyetçi bir insanım ve en büyük eleştirilerim, daima kendime olmuştur. Objektif biriyim ve eleştiriyi göğüsleyebiliyorum, bu sebeple olumsuz eleştirileri de memnuniyetle kabul ediyorum; çünkü bir kitabı herkes çok sevecek diye bir şey yok, bu kıstas hiçbir kitap için yok. Kitabım için gelen eleştirilerden çoğu, kitabın kısa olduğu yönündeydi. Ve çoğu da Feza karakterine çok sinirlenmişti. Tamam dedim, demek ki doğru yerdeyim; çünkü Feza, benim de çoğu yönden kabul ettiğim bir karakter değildi fakat o çatışmayı okuyucuya vermeliydim. Eleştiri alan yönleri de dolayısıyla elbette var, çoğu eleştiriyi de Feza karakteri aldı, fakat onları titizlikle okuyup, heybeme koyarak ve almam gereken mesajları alarak yoluma devam ediyorum. En acımasız eleştirileri kendime yapıyorum, bu her zaman böyle oldu. Bu yüzden de olumlu olumsuz tüm eleştirilere fazlasıyla açığım. Okuyucum dilediği zaman kitabım veya bölümler hakkında dert yanabilir, nazı bana geçer ve ben de keyifle eleştirileri dinlerim. Bunu seviyorum.
11: İkinci kitap olacak mı? Kelebeğin Ayak Sesleri’ne okurlar nereden ulaşabilirler?
- Evet, üzerinde bir yıldır çalıştığım ikinci kitap dosyam nihayete ermek üzere. Çokça emek verdiğim bir roman oldu, umarım okuyucu ve yayınevi nezdinde de karşılık bulur. Kelebeğin Ayak Sesleri’ne, Penguen Kitabevleri ve Kırmızı Kedi Kitabevlerinin yanı sıra tüm online satış kanallarından ve online kitabevlerinden ulaşıp temin edebilirler. Birçok yerde satışta, kolaylıkla temin edebilirler. @kelebeginayaksesleri sosyal medya hesabımdan ulaşıp kitabım hakkında yorum ve görüşlerini bildirebilirler, seve seve beklerim, hepsi başım üzerine.
12: Teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz, son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mıdır okuyuculara?
- Teklifiniz için ben teşekkür ederim. Okuyucumu seviyorum ve görüşlerini önemsiyorum, bunu bilmelerini isterim. Güzel hikayelerle onlarla buluşma gayesi ve arzusu içerisindeyim. Kitabımı ve öykülerimi sevdikleri için müteşekkirim, hepsine ve sizlere sevgi ve selamlarımı sunuyorum. Fuar ve imza günlerinde bir araya gelmek dileğiyle, sağ olun. Ben, yolumda muvaffak olmaya gayret ediyorum. Yolumun çok başındayım ve öğreneceğim çok şey var. Dilerim, hedeflediğim noktaya bir gün gelirim. Rabbimden herkese, güzel kitaplar ve güzel insanlarla bir araya gelmelerini niyaz ederim. Kitaplarda buluşalım, yolumuz aydınlık olsun.
Yorum yazarak Şanlı Bayrak Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Şanlı Bayrak Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Şanlı Bayrak Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Şanlı Bayrak Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Şanlı Bayrak Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Şanlı Bayrak Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Şanlı Bayrak Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Şanlı Bayrak Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Vak Vak Kardeş - Genç yaşta bu yeteneğe sahip olmak her kimseye nasip olmasa gerek başarılar dilerim Allah ilimini arttırsın
Yazılan yorumlardan Şanlı Bayrak Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Şanlı Bayrak Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Şanlı Bayrak Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.